Irem
New member
**Dolu: Bir Anlam, Bir Hikaye…**
Bazen kelimelerin anlamları, sadece sözlerden ibaret olmaktan çıkar. Her biri, içinde bir hayat barındıran birer dünyaya dönüşür. Bugün, "dolu" kelimesinin anlamını biraz daha derinlemesine keşfetmek istiyorum. Bu, sıradan bir anlam çözümlemesi değil; bir yolculuk, bir hikaye… Ve belki de, siz de benimle bu yolculuğa çıkarsınız.
Sizlere, bir kadının ve bir erkeğin aynı kelimeye nasıl farklı bakabileceğini anlatan bir hikaye sunmak istiyorum. Hem de, bir anlamın içindeki duyguyu nasıl hissettiklerini görmek, belki de hepimize bir şeyler katabilir.
### Ona Dolu Dediğimde…
Ela, sabah saatlerinde okuduğu bir kitapla içsel bir keşfe çıkmıştı. Kitap, bir anlamın arkasında yatan insan hikâyelerini anlatıyordu. "Dolu" kelimesi geçince, bir an durdu ve derin bir nefes aldı. Bu kelimeyi kaç kez duymuştu? Ama hep "boş" şeylerle ilişkilendirilmişti. Kalbinin tam ortasında ise, bir anlam arayışı vardı.
Ela, kelimenin doğrudan "içinde bir şey var" anlamını aldığını biliyordu. Ama bir anlam, duygularla da dolabilir miydi?
Yolda, ona "dolu" demişti. Ama gerçekten anlamış mıydı? Yani, dolu olmanın ne demek olduğunu?
Ela’nın sevgilisi Burak, stratejik düşünen bir insandı. Bir problemi çözmek gerektiğinde, mantıklı ve analitik yaklaşmayı tercih ederdi. O gün öğle yemeği sırasında Ela, ona “Bana ‘dolu’ dediğinde neyi kastettin, gerçekten dolu muyum?” diye sormuştu. Burak, bir yudum su içip gözlüğünü düzeltirken şöyle cevap verdi:
“Dolu olmak, bir hedefe doğru ilerlemek demek. Bir şeyleri tamamlamak ve başarmak demek. Yani, bir planın içinde var olmak, orada bulunmak. Bir yola koyulmuşsan, ona odaklanmışsan… işte o zaman dolusun.”
Ela, Burak’ın bu mantıklı yaklaşımını duyduğunda, gerçekten de içindeki anlamın ne kadar derin olduğunu fark etti. Ama ona göre, "dolu" olmak sadece başarılarla ilgili bir şey değildi. Aslında, duygularla dolu olmak, hayatta bir amacın, bir yolun ötesindeydi. O yüzden, ona dolu olmanın ne anlama geldiğini sormak istedi.
### Kadınlar İçin Dolu Olmak…
Ela, her zaman duygusal dünyasında derin bir yer bulmuştu. Kendi iç yolculuğunda, duygularının onu yönlendirdiğine inanıyordu. O, sadece başarılarla dolu değil, kalp doluluğuyla da vardı. Sevgilisi Burak, ona anlatırken başarılı bir yolculuğun önemini vurgulamıştı ama Ela'nın bakış açısı çok daha farklıydı. Onun için doluluk, kalpten gelen bir bağlılık ve paylaşılan anlardan geliyordu.
Bir gün birlikte parka gittiler, sessizce yürüdüler. Ela, yürüyüş sırasında aklında hep bu kelimeyi taşıyordu: "Dolu…" Parkta bir bankta oturduklarında Ela, Burak’a bakarak şu soruyu sordu:
“Dolu olmak sadece bir başarıya ulaşmak mıdır, yoksa bir insanın içindeki tüm sevgi, huzur ve umutla da alakalı mıdır?”
Burak, Ela'nın gözlerine bakarak, “Benim için doluluk, tam olarak bunu ifade eder. Ama bana kalırsa, başarılar sadece bunun bir yansımasıdır. Senin o güzel kalbinle dolu olman, hayatta gerçekten başarmaktır. Ne kadar farklı bir bakış açısı, değil mi?” dedi.
Ela, biraz düşündü. “Evet, senin dediklerin de doğru ama benim için doluluk, sadece elde edilen değil; yaşanan anların da birikimidir. Mesela, birbirimize gülümsediğimiz her an, seni gördüğümde kalbimde hissettiğim her şey, işte bu da bir doluluk.”
Burak, bir an sessiz kaldı. “O zaman, bu dünyada en çok neye sahipsin?”
Ela, gülümsedi. “Sana.”
Burak, gözleriyle Ela'ya baktı. İşte o anda, her şeyin ne kadar "dolu" olduğunu fark etti. O, dışarıda gördüğü başarılarla değil, hissettikleriyle doluydu.
### Dolu Olmak: İçsel Bir Keşif
Hikayenin sonunda şunu söyleyebiliriz: Dolu olmak, her birimiz için farklı bir şey ifade eder. Burak’ın gözünde doluluk, başarıyla ve çözümle ilgiliydi. Ancak Ela, duygularıyla doluydu. O, her anın içindeki küçük mutlulukları, huzuru ve sevgiyi biriktiriyordu. Onun için dolu olmak, başarmaktan değil, yaşamın her anını kucaklamaktan geçiyordu.
Belki de doluluk, her insanın içindeki dünyayı daha derin bir şekilde keşfetmesidir. Birinin "dolu" olduğunu söylediğimizde, o sadece "görünen" değil, aynı zamanda "hissedilen" bir dünyayı anlatıyor olabiliriz.
Bu hikayeyi okurken, siz de kendi "dolu" olduğunuz anları hatırladınız mı? Kendi duygusal yolculuğunuzu nasıl tanımlarsınız? Dolu olmak, sadece başarılarla mı ilgili, yoksa sizin için başka bir anlam mı taşıyor? Yorumlarınızı paylaşın, hep birlikte düşünelim!
Bazen kelimelerin anlamları, sadece sözlerden ibaret olmaktan çıkar. Her biri, içinde bir hayat barındıran birer dünyaya dönüşür. Bugün, "dolu" kelimesinin anlamını biraz daha derinlemesine keşfetmek istiyorum. Bu, sıradan bir anlam çözümlemesi değil; bir yolculuk, bir hikaye… Ve belki de, siz de benimle bu yolculuğa çıkarsınız.
Sizlere, bir kadının ve bir erkeğin aynı kelimeye nasıl farklı bakabileceğini anlatan bir hikaye sunmak istiyorum. Hem de, bir anlamın içindeki duyguyu nasıl hissettiklerini görmek, belki de hepimize bir şeyler katabilir.
### Ona Dolu Dediğimde…
Ela, sabah saatlerinde okuduğu bir kitapla içsel bir keşfe çıkmıştı. Kitap, bir anlamın arkasında yatan insan hikâyelerini anlatıyordu. "Dolu" kelimesi geçince, bir an durdu ve derin bir nefes aldı. Bu kelimeyi kaç kez duymuştu? Ama hep "boş" şeylerle ilişkilendirilmişti. Kalbinin tam ortasında ise, bir anlam arayışı vardı.
Ela, kelimenin doğrudan "içinde bir şey var" anlamını aldığını biliyordu. Ama bir anlam, duygularla da dolabilir miydi?
Yolda, ona "dolu" demişti. Ama gerçekten anlamış mıydı? Yani, dolu olmanın ne demek olduğunu?
Ela’nın sevgilisi Burak, stratejik düşünen bir insandı. Bir problemi çözmek gerektiğinde, mantıklı ve analitik yaklaşmayı tercih ederdi. O gün öğle yemeği sırasında Ela, ona “Bana ‘dolu’ dediğinde neyi kastettin, gerçekten dolu muyum?” diye sormuştu. Burak, bir yudum su içip gözlüğünü düzeltirken şöyle cevap verdi:
“Dolu olmak, bir hedefe doğru ilerlemek demek. Bir şeyleri tamamlamak ve başarmak demek. Yani, bir planın içinde var olmak, orada bulunmak. Bir yola koyulmuşsan, ona odaklanmışsan… işte o zaman dolusun.”
Ela, Burak’ın bu mantıklı yaklaşımını duyduğunda, gerçekten de içindeki anlamın ne kadar derin olduğunu fark etti. Ama ona göre, "dolu" olmak sadece başarılarla ilgili bir şey değildi. Aslında, duygularla dolu olmak, hayatta bir amacın, bir yolun ötesindeydi. O yüzden, ona dolu olmanın ne anlama geldiğini sormak istedi.
### Kadınlar İçin Dolu Olmak…
Ela, her zaman duygusal dünyasında derin bir yer bulmuştu. Kendi iç yolculuğunda, duygularının onu yönlendirdiğine inanıyordu. O, sadece başarılarla dolu değil, kalp doluluğuyla da vardı. Sevgilisi Burak, ona anlatırken başarılı bir yolculuğun önemini vurgulamıştı ama Ela'nın bakış açısı çok daha farklıydı. Onun için doluluk, kalpten gelen bir bağlılık ve paylaşılan anlardan geliyordu.
Bir gün birlikte parka gittiler, sessizce yürüdüler. Ela, yürüyüş sırasında aklında hep bu kelimeyi taşıyordu: "Dolu…" Parkta bir bankta oturduklarında Ela, Burak’a bakarak şu soruyu sordu:
“Dolu olmak sadece bir başarıya ulaşmak mıdır, yoksa bir insanın içindeki tüm sevgi, huzur ve umutla da alakalı mıdır?”
Burak, Ela'nın gözlerine bakarak, “Benim için doluluk, tam olarak bunu ifade eder. Ama bana kalırsa, başarılar sadece bunun bir yansımasıdır. Senin o güzel kalbinle dolu olman, hayatta gerçekten başarmaktır. Ne kadar farklı bir bakış açısı, değil mi?” dedi.
Ela, biraz düşündü. “Evet, senin dediklerin de doğru ama benim için doluluk, sadece elde edilen değil; yaşanan anların da birikimidir. Mesela, birbirimize gülümsediğimiz her an, seni gördüğümde kalbimde hissettiğim her şey, işte bu da bir doluluk.”
Burak, bir an sessiz kaldı. “O zaman, bu dünyada en çok neye sahipsin?”
Ela, gülümsedi. “Sana.”
Burak, gözleriyle Ela'ya baktı. İşte o anda, her şeyin ne kadar "dolu" olduğunu fark etti. O, dışarıda gördüğü başarılarla değil, hissettikleriyle doluydu.
### Dolu Olmak: İçsel Bir Keşif
Hikayenin sonunda şunu söyleyebiliriz: Dolu olmak, her birimiz için farklı bir şey ifade eder. Burak’ın gözünde doluluk, başarıyla ve çözümle ilgiliydi. Ancak Ela, duygularıyla doluydu. O, her anın içindeki küçük mutlulukları, huzuru ve sevgiyi biriktiriyordu. Onun için dolu olmak, başarmaktan değil, yaşamın her anını kucaklamaktan geçiyordu.
Belki de doluluk, her insanın içindeki dünyayı daha derin bir şekilde keşfetmesidir. Birinin "dolu" olduğunu söylediğimizde, o sadece "görünen" değil, aynı zamanda "hissedilen" bir dünyayı anlatıyor olabiliriz.
Bu hikayeyi okurken, siz de kendi "dolu" olduğunuz anları hatırladınız mı? Kendi duygusal yolculuğunuzu nasıl tanımlarsınız? Dolu olmak, sadece başarılarla mı ilgili, yoksa sizin için başka bir anlam mı taşıyor? Yorumlarınızı paylaşın, hep birlikte düşünelim!