Esra Gezginci, İstanbul’un sırlarına kapı aralıyor: Galata'nın bilinmeyenleri
Galata Kulesi’ni hepimiz biliriz ama hendeklerini biliyor muyuz? Esra Gezginci ile Esrarengiz İstanbul, Galata’nın bilinmeyen hikayesini mercek altına aldı. Akademisyen Levent Erden, Türkiye'nin tarihi değerlerinden ve İstanbul'un silüetlerinden Galata Kulesi’ni anlattı.
TARİHİN SESSİZ TANIĞI: GALATA KULESİ Galata Kulesi'nin ilk hali 528'de Doğu Roma İmparatorluğu döneminde inşa edildi. Cenevizlilerin ise 1348'de yığma taşlarla yeni bir görünüm kazandırdı. Peki Galata Kulesi ismini nereden alıyor? “Rivayet muhtelif… Galata adının kökenleri konusunda da türlü türlü söylenceler var; Bizans Sarayı’na ait sürülerinin otlaklarının bulunduğu yamaçlarda sağılan süt anlamına gelen “gala” dan türemiş olduğu bunlardan biridir. Ama aslına bakarsan Galata, Venedik’in surlarının içindeki bütün bölümün adı “Galata” İstanbul alındığında Venediklilerin savaşa karışmamak, Bizans’a yardım etmemek karşılığında onların hayatları bağışlanmış ve burası da onlara bırakılmış. Dolayısıyla, İstanbul surları 1453’te aşılıyor ama Ceneviz surları 1860’a kadar kalıyor. Galata Kulesi de o dönüş surlarının bir tanesi… Cenavizlilerin buraya gelmesi aslında denizciliğin de başlaması. Şimdi pek kimsenin bilmediği bir hikaye anlatacağım.”
YELKEN İSMİ DÜNYAYA JEAN DİYE AÇILDI Üçgen büyük yelkenin adı nedir? "Cenova, yani Ceneviz, özelliği de çok sık dokunduğu için aralarından rüzgarı geçirmemesi. Ceneviz bu yelkeni kullandığı için en iyi yelken kabul ediliyor. O dönem herkes buna kendi lisanında Ceneviz demeye başlıyor. Kimi cenava der Fransızlar jeen der İngilizler de jean diyorlar, sonra bu yelkenler kullanılarak Amerika’ya gidiliyor. İşte bu yelken kumaşından pantolonlar yapıldığı için adı jean oluyor.”
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GALATA Galata Surları ne oldu? “1453’te surlar kaldı ama kara surlar bir kısmı korundu ama deniz surları yıkıldı ancak buradaki surlar 1854-60’a kadar kaldı 1854’te İstanbul’un belediyeleşmesine karar verildi.Paris’in belediye sistemi öngörüldüğü için bölgelere ayrıldı “Daire” tabir edildi bunlara Beyoğlu bölgesi de “6. Daire” olarak kaldı. Belediye Başkanı burayı yani Galata bölgesini genişletmek istiyor o dönemdek surlar vardı, o surların önünde ise hendekler duruyordu. Klasik Cenaviz mimarisi yani. Surların altında ise hendekler vardı.Unkapanı ve Galata Kulesi’nin etrafındaki surlar 1860 yılında yıkıldı hendeklerin olduğu yer yol yapıldı diğer yıkılan taşlar bu hendeklere dolduruldu ama çok sağlam olmayacağı için yol yapıldı. Işte surların olduğu yerlere de binalar yapıldı. Onun için buradaki sokak isimlerine bakarsan aslında zamanındaki hendekleri takip edebilirsin “Büyük Hendek Sokak, Küçük Hendek Sokak” onların isimleri verildi.”
Surlar yıkıldıktan sonra Galata bölgesi nasıl gelişti? “Sur öncesi burası İstanbul’un eğlence yeriydi, pek müslüman nüfusun girmediği varsayılan yer, Kırım Savaşı’ndan sonra hayat değişti. Kırım Savaşı itibarıyla İstanbul’a çok sayıda Fransız ve İngiliz askeri geldi. Burası İngiliz ve İskoçların bölgesiydi.
GALATA’NIN BİLİNMEYEN KULESİ "Galata Kulesi’nin hemen yanında görülen başka bir kule vardır. Üstünde kocaman bir top olan yapı aslında İskoç hastanesidir Öyle ki tuğlalarından, mazgallarına kadar pencerelerine kadar hemen her şey İngiltere’den getirilmiş. Tabii Kırım Savaşı bu bölgeti tamamen değiştirir. Kırım Savaşı aynı zamanda Osmanlı’nın ilk kez borç aldığı bir zamandı bu borç alması galata bankerleriyle olduğu için bugün hemen kulenin altından başlayıp Karaköy’e kadar uzanan sokağın adı Bankalar Caddesi’dir. Bu bankerler saraya borç verirler Bankalar Caddesi’ndeki bankaların büyük bir kısmı Venedikli, Cenevizli iş insanlarındandır. En ünlüleri de Kamondolardır malum merdivenleriyle de meşhur"
İLK UÇAN İNSAN: HEZARFEN AHMET ÇELEBİ “Ahmet Çelebi’nin buradan uçtuğu kesin ama nereye konduğu meçhul, ama önemli olan buna kalkışması. Bugünü etkileyecek en önemli laf “hezarfen” peki ne demek bu? Kelimenin anlamı bin feni olan, bin bilimi olan demek. Adam gerçekten bir maceraperest değil, hesabı kitabı olan bir kişi. Hezarfen Ahmet Çelebi'ye ait tek tarihî kayıt ünlü Osmanlı seyyahı ve tarihçisi Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme isimli eserinde geçiyor."
Beyoğlu ismini nereden alıyor? “Balyoz Sokağı’na bakmak lazım…1454’te yani İstanbul’un fethinden sadece bir yıl sonra Venedik gelir Fatih’le bir anlaşma yapar. Biz ticarette varız der, tabii ki kabul edilir. Venedik İstanbul ile ticaret yapacağı için buraya bir balyoz yani büyükelçi ataması yapar ve ilk balyoz bu sokakta oturur. O elçi Venedik elçisi Andre Giritti’dir… Giritti gittikten sonra da oğlu Luigi Giritti burada kalır. Türkler’in “Bey Oğlu” diye andıkları bu adam zamanla semt de Beyoğlu adını vermiştir."
İSTİKLAL CADDESİ’NİN DÖNÜŞÜMÜ “Tanzimat döneminde, Sultan Abdülhamit ve Sultan Abdülaziz tiyatro seyretmek için Beyoğlu'nda, İstiklal Caddesi ile Sahne Sokağı'nın kesiştiği köşede yer alan ünlü Naum Tiyatrosu'na gelirlerdi. Verdi'nin "II Trovatore" adlı ünlü operası da, Paris'ten önce İstanbul'da bu tiyatroda sahnelenmiştir. Naum Tiyatrosu, sahnelenen İtalyan operaları nedeniyle İstanbul'un ve Avrupa'nın sayılı kültür merkezleri arasına girmiştir. 1870 yılında gerçekleşen büyük Beyoğlu yangınında, Naum Tiyatrosu da yanarak yıkılmış ve yangın sonrası yeniden inşaa edilen binalardan biri olmuştur. "Galata Bankerleri" sanıyla tanınan Rum bankerlerinden Hristaki Zografos Efendi, 1876 yılında, yanan Naum Tiyatrosu'nun yerini satın almıştır. Bu arsa üzerine, İtalyan mimar Cleanthy Zanno'ya çizdirdiği proje ile içinde bir çarşı ve apartman bulunduran, yeni tipte bir bina yaptırmıştır. 1908 yılında bina mülkiyetinin Sadrazam Sait Paşa'ya geçmesiyle birlikte pasaj "Sait Paşa Geçidi" adını almıştır. 1940 Mütareke yıllarında ise pasajdaki küçük dükkanlara esnaf yerleşmeye başlar. Cite de Pera tarihi bir binadır adı daha sonra "Çiçekçiler Pasajı"na dönüşmüştür."
BEYOĞLU’NDA ÖNE ÇIKAN SOKAK İSİMLERİ “ÇİFTEVAV SOKAĞI” “Burada 66 numaralı yeniçeri odası vardır. Şimdi ebced hesabını bilmek lazım. Ebced hesabında her harfin rakamsal bir karşılığı vardır. Pek çok şey anlatmak için ondan faydalanılır. Birçok selatin camilerin kitabesine tarih düşmek üzere ebced hesabı hesabı bazında yazılır. Dolayısıyla oradaki rakamları topladığında ne zaman o caminin açıldığını anlarsınız. Çifte vav ebced hesabıyla 66 eder, bu da Allah demektir…Onun için vav 6’dır çifte vav ise 66’dır. Çifte vav Allah sembol eden bir sayıdır.
Alıntıdır
Galata Kulesi’ni hepimiz biliriz ama hendeklerini biliyor muyuz? Esra Gezginci ile Esrarengiz İstanbul, Galata’nın bilinmeyen hikayesini mercek altına aldı. Akademisyen Levent Erden, Türkiye'nin tarihi değerlerinden ve İstanbul'un silüetlerinden Galata Kulesi’ni anlattı.
TARİHİN SESSİZ TANIĞI: GALATA KULESİ Galata Kulesi'nin ilk hali 528'de Doğu Roma İmparatorluğu döneminde inşa edildi. Cenevizlilerin ise 1348'de yığma taşlarla yeni bir görünüm kazandırdı. Peki Galata Kulesi ismini nereden alıyor? “Rivayet muhtelif… Galata adının kökenleri konusunda da türlü türlü söylenceler var; Bizans Sarayı’na ait sürülerinin otlaklarının bulunduğu yamaçlarda sağılan süt anlamına gelen “gala” dan türemiş olduğu bunlardan biridir. Ama aslına bakarsan Galata, Venedik’in surlarının içindeki bütün bölümün adı “Galata” İstanbul alındığında Venediklilerin savaşa karışmamak, Bizans’a yardım etmemek karşılığında onların hayatları bağışlanmış ve burası da onlara bırakılmış. Dolayısıyla, İstanbul surları 1453’te aşılıyor ama Ceneviz surları 1860’a kadar kalıyor. Galata Kulesi de o dönüş surlarının bir tanesi… Cenavizlilerin buraya gelmesi aslında denizciliğin de başlaması. Şimdi pek kimsenin bilmediği bir hikaye anlatacağım.”
YELKEN İSMİ DÜNYAYA JEAN DİYE AÇILDI Üçgen büyük yelkenin adı nedir? "Cenova, yani Ceneviz, özelliği de çok sık dokunduğu için aralarından rüzgarı geçirmemesi. Ceneviz bu yelkeni kullandığı için en iyi yelken kabul ediliyor. O dönem herkes buna kendi lisanında Ceneviz demeye başlıyor. Kimi cenava der Fransızlar jeen der İngilizler de jean diyorlar, sonra bu yelkenler kullanılarak Amerika’ya gidiliyor. İşte bu yelken kumaşından pantolonlar yapıldığı için adı jean oluyor.”
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GALATA Galata Surları ne oldu? “1453’te surlar kaldı ama kara surlar bir kısmı korundu ama deniz surları yıkıldı ancak buradaki surlar 1854-60’a kadar kaldı 1854’te İstanbul’un belediyeleşmesine karar verildi.Paris’in belediye sistemi öngörüldüğü için bölgelere ayrıldı “Daire” tabir edildi bunlara Beyoğlu bölgesi de “6. Daire” olarak kaldı. Belediye Başkanı burayı yani Galata bölgesini genişletmek istiyor o dönemdek surlar vardı, o surların önünde ise hendekler duruyordu. Klasik Cenaviz mimarisi yani. Surların altında ise hendekler vardı.Unkapanı ve Galata Kulesi’nin etrafındaki surlar 1860 yılında yıkıldı hendeklerin olduğu yer yol yapıldı diğer yıkılan taşlar bu hendeklere dolduruldu ama çok sağlam olmayacağı için yol yapıldı. Işte surların olduğu yerlere de binalar yapıldı. Onun için buradaki sokak isimlerine bakarsan aslında zamanındaki hendekleri takip edebilirsin “Büyük Hendek Sokak, Küçük Hendek Sokak” onların isimleri verildi.”
Surlar yıkıldıktan sonra Galata bölgesi nasıl gelişti? “Sur öncesi burası İstanbul’un eğlence yeriydi, pek müslüman nüfusun girmediği varsayılan yer, Kırım Savaşı’ndan sonra hayat değişti. Kırım Savaşı itibarıyla İstanbul’a çok sayıda Fransız ve İngiliz askeri geldi. Burası İngiliz ve İskoçların bölgesiydi.
GALATA’NIN BİLİNMEYEN KULESİ "Galata Kulesi’nin hemen yanında görülen başka bir kule vardır. Üstünde kocaman bir top olan yapı aslında İskoç hastanesidir Öyle ki tuğlalarından, mazgallarına kadar pencerelerine kadar hemen her şey İngiltere’den getirilmiş. Tabii Kırım Savaşı bu bölgeti tamamen değiştirir. Kırım Savaşı aynı zamanda Osmanlı’nın ilk kez borç aldığı bir zamandı bu borç alması galata bankerleriyle olduğu için bugün hemen kulenin altından başlayıp Karaköy’e kadar uzanan sokağın adı Bankalar Caddesi’dir. Bu bankerler saraya borç verirler Bankalar Caddesi’ndeki bankaların büyük bir kısmı Venedikli, Cenevizli iş insanlarındandır. En ünlüleri de Kamondolardır malum merdivenleriyle de meşhur"
İLK UÇAN İNSAN: HEZARFEN AHMET ÇELEBİ “Ahmet Çelebi’nin buradan uçtuğu kesin ama nereye konduğu meçhul, ama önemli olan buna kalkışması. Bugünü etkileyecek en önemli laf “hezarfen” peki ne demek bu? Kelimenin anlamı bin feni olan, bin bilimi olan demek. Adam gerçekten bir maceraperest değil, hesabı kitabı olan bir kişi. Hezarfen Ahmet Çelebi'ye ait tek tarihî kayıt ünlü Osmanlı seyyahı ve tarihçisi Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme isimli eserinde geçiyor."
Beyoğlu ismini nereden alıyor? “Balyoz Sokağı’na bakmak lazım…1454’te yani İstanbul’un fethinden sadece bir yıl sonra Venedik gelir Fatih’le bir anlaşma yapar. Biz ticarette varız der, tabii ki kabul edilir. Venedik İstanbul ile ticaret yapacağı için buraya bir balyoz yani büyükelçi ataması yapar ve ilk balyoz bu sokakta oturur. O elçi Venedik elçisi Andre Giritti’dir… Giritti gittikten sonra da oğlu Luigi Giritti burada kalır. Türkler’in “Bey Oğlu” diye andıkları bu adam zamanla semt de Beyoğlu adını vermiştir."
İSTİKLAL CADDESİ’NİN DÖNÜŞÜMÜ “Tanzimat döneminde, Sultan Abdülhamit ve Sultan Abdülaziz tiyatro seyretmek için Beyoğlu'nda, İstiklal Caddesi ile Sahne Sokağı'nın kesiştiği köşede yer alan ünlü Naum Tiyatrosu'na gelirlerdi. Verdi'nin "II Trovatore" adlı ünlü operası da, Paris'ten önce İstanbul'da bu tiyatroda sahnelenmiştir. Naum Tiyatrosu, sahnelenen İtalyan operaları nedeniyle İstanbul'un ve Avrupa'nın sayılı kültür merkezleri arasına girmiştir. 1870 yılında gerçekleşen büyük Beyoğlu yangınında, Naum Tiyatrosu da yanarak yıkılmış ve yangın sonrası yeniden inşaa edilen binalardan biri olmuştur. "Galata Bankerleri" sanıyla tanınan Rum bankerlerinden Hristaki Zografos Efendi, 1876 yılında, yanan Naum Tiyatrosu'nun yerini satın almıştır. Bu arsa üzerine, İtalyan mimar Cleanthy Zanno'ya çizdirdiği proje ile içinde bir çarşı ve apartman bulunduran, yeni tipte bir bina yaptırmıştır. 1908 yılında bina mülkiyetinin Sadrazam Sait Paşa'ya geçmesiyle birlikte pasaj "Sait Paşa Geçidi" adını almıştır. 1940 Mütareke yıllarında ise pasajdaki küçük dükkanlara esnaf yerleşmeye başlar. Cite de Pera tarihi bir binadır adı daha sonra "Çiçekçiler Pasajı"na dönüşmüştür."
BEYOĞLU’NDA ÖNE ÇIKAN SOKAK İSİMLERİ “ÇİFTEVAV SOKAĞI” “Burada 66 numaralı yeniçeri odası vardır. Şimdi ebced hesabını bilmek lazım. Ebced hesabında her harfin rakamsal bir karşılığı vardır. Pek çok şey anlatmak için ondan faydalanılır. Birçok selatin camilerin kitabesine tarih düşmek üzere ebced hesabı hesabı bazında yazılır. Dolayısıyla oradaki rakamları topladığında ne zaman o caminin açıldığını anlarsınız. Çifte vav ebced hesabıyla 66 eder, bu da Allah demektir…Onun için vav 6’dır çifte vav ise 66’dır. Çifte vav Allah sembol eden bir sayıdır.
Alıntıdır