Kuzey Kore'de Covid-19 insani krize yol açtı: Tıbbi bakım sağlanmayan hamile kadınlar onlarca ölü doğum gerçekleştirdi
Kuzey Kore, büyük bir Covid-19 salgınıyla mücadele ediyor. Sağlık sistemi çok da iyi olmayan ve halkın Covid-19'a karşı aşılanmadığı Kuzey Kore'de hamile kadınların depolarla, çiftliklerde ve fabrikalarda aniden karantinaya alındığı ve bu nedenle onlarca ölü doğumun gerçekleştiği öne sürüldü. İnsani krizle yüzleşen Kuzey Kore, daha önce DSÖ'nün milyonlarca dozluk aşı teklifini reddetmişti.
RadioFreeAsia (RFA), kimliği belirsiz iki sakine atıfta bulunarak, Kuzey Kore'de Covid-19 testi pozitif çıkan hamile kadınların derme çatma tesislerde herhangi bir uygun tedavi olmaksızın karantinaya alınmaya zorlandıklarını ve bu durumun ülkede onlarca ölü doğuma yol açtığını bildirdi.
Habere göre, Güney Pyongan eyaletinde karantinaya alınan hamile kadınların aldığı tek tıbbi bakımı günde iki ağrı kesici oluşturuyor. ABD hükümeti tarafından finanse edilen medya şirketi, Kuzey Koreli yetkililerin birçok hamile Covid-19 hastasını depolara, kooperatif çiftliklerine, fabrikalara veya aceleyle karantina merkezlerine dönüştürülen otellere koyduğunu aktardı.
Bununla birlikte haberde görüşlerine başvurulan bir kaynak, RFA'ya, bir doktorun çocuğun doğumuna yardım ettiği bir vaka da dahil olmak üzere, 200 kişinin kaldığı bir otelde iki ölü doğum gerçekleştiğini söyledi. Kaynağa göre, yetkililer yüksek ateşleri olan annelere daha fazla bakım veya tedavi sağlamadı.
RFA’nın haberinde "Aileler, yas tutan annelerin yalnızca Covid-19 semptomlarından kurtulurlarsa dışarı çıkmasına izin verebileceklerini söyleyen karantina yetkililerine öfkeli" denildi.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Amerikan Kadın Doğum ve Jinekologlar Koleji ve Maternal-Fetal Tıp Derneği'nin kılavuzlarına göre, Covid-19 yakalanan hamile kadınlar ile fetüslerin izlemeye alınması gerekiyor ve "Uygun olduğu şekilde obstetrik, maternal-fetal tıp, bulaşıcı hastalık, pulmoner kritik bakım ve pediatrik uzmanlarla konsültasyonu içerebilen çok uzmanlıklı, ekip tabanlı bir yaklaşım” sergilenmesi gerekiyor.
Öte yandan Kuzey Kore, tüm pandemi boyunca sıfır vaka veya bulaşma olduğunu aylarca iddia ettikten sonra, 13 Mayıs'ta ülkedeki ilk Covid-19 vakasını kabul etti.
O zamandan beri, ülkedeki vaka sayısının 2 milyona aştığı düşünülüyor, ancak ciddi bir test uygulaması eksikliği, vaka ve ölü sayısının net bir tahminini yapmayı zorlaştırıyor.
Zor durumdaki Kuzey Kore’de yetkililer, salgınla başa çıkmak için halka çare olarak tuzlu suyla gargara yapmalarını ve söğüt yaprağı çayı içmelerini önerdi.
Ayrıca, devlet medyasının 18 Mayıs'ta bildirdiğine göre Kuzey Kore Lideri, yakın tarihli bir parti toplantısında üyeleri "olumlu olmayan tutumları, gevşeklikleri ve faaliyetsizlikleri" nedeniyle suçladı.
Kuzey Kore, Dünya Sağlık Örgütünün düşük ve orta gelirli ülkelerin aşılara eşit erişimini sağlamayı amaçlayan Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı'nca (COVAX) yapılan milyonlarca dozluk aşı teklifini reddetmişti.
Kuzey Kore, salgının kararlı tedbirler sayesinde ülkede yayılmadığını iddia ederken kapatılan sınır kapılarının ülke ekonomisine ciddi darbe vurduğu ifade ediliyor.
Alıntıdır.
Kuzey Kore, büyük bir Covid-19 salgınıyla mücadele ediyor. Sağlık sistemi çok da iyi olmayan ve halkın Covid-19'a karşı aşılanmadığı Kuzey Kore'de hamile kadınların depolarla, çiftliklerde ve fabrikalarda aniden karantinaya alındığı ve bu nedenle onlarca ölü doğumun gerçekleştiği öne sürüldü. İnsani krizle yüzleşen Kuzey Kore, daha önce DSÖ'nün milyonlarca dozluk aşı teklifini reddetmişti.
RadioFreeAsia (RFA), kimliği belirsiz iki sakine atıfta bulunarak, Kuzey Kore'de Covid-19 testi pozitif çıkan hamile kadınların derme çatma tesislerde herhangi bir uygun tedavi olmaksızın karantinaya alınmaya zorlandıklarını ve bu durumun ülkede onlarca ölü doğuma yol açtığını bildirdi.
Habere göre, Güney Pyongan eyaletinde karantinaya alınan hamile kadınların aldığı tek tıbbi bakımı günde iki ağrı kesici oluşturuyor. ABD hükümeti tarafından finanse edilen medya şirketi, Kuzey Koreli yetkililerin birçok hamile Covid-19 hastasını depolara, kooperatif çiftliklerine, fabrikalara veya aceleyle karantina merkezlerine dönüştürülen otellere koyduğunu aktardı.
Bununla birlikte haberde görüşlerine başvurulan bir kaynak, RFA'ya, bir doktorun çocuğun doğumuna yardım ettiği bir vaka da dahil olmak üzere, 200 kişinin kaldığı bir otelde iki ölü doğum gerçekleştiğini söyledi. Kaynağa göre, yetkililer yüksek ateşleri olan annelere daha fazla bakım veya tedavi sağlamadı.
RFA’nın haberinde "Aileler, yas tutan annelerin yalnızca Covid-19 semptomlarından kurtulurlarsa dışarı çıkmasına izin verebileceklerini söyleyen karantina yetkililerine öfkeli" denildi.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Amerikan Kadın Doğum ve Jinekologlar Koleji ve Maternal-Fetal Tıp Derneği'nin kılavuzlarına göre, Covid-19 yakalanan hamile kadınlar ile fetüslerin izlemeye alınması gerekiyor ve "Uygun olduğu şekilde obstetrik, maternal-fetal tıp, bulaşıcı hastalık, pulmoner kritik bakım ve pediatrik uzmanlarla konsültasyonu içerebilen çok uzmanlıklı, ekip tabanlı bir yaklaşım” sergilenmesi gerekiyor.
Öte yandan Kuzey Kore, tüm pandemi boyunca sıfır vaka veya bulaşma olduğunu aylarca iddia ettikten sonra, 13 Mayıs'ta ülkedeki ilk Covid-19 vakasını kabul etti.
O zamandan beri, ülkedeki vaka sayısının 2 milyona aştığı düşünülüyor, ancak ciddi bir test uygulaması eksikliği, vaka ve ölü sayısının net bir tahminini yapmayı zorlaştırıyor.
Zor durumdaki Kuzey Kore’de yetkililer, salgınla başa çıkmak için halka çare olarak tuzlu suyla gargara yapmalarını ve söğüt yaprağı çayı içmelerini önerdi.
Ayrıca, devlet medyasının 18 Mayıs'ta bildirdiğine göre Kuzey Kore Lideri, yakın tarihli bir parti toplantısında üyeleri "olumlu olmayan tutumları, gevşeklikleri ve faaliyetsizlikleri" nedeniyle suçladı.
Kuzey Kore, Dünya Sağlık Örgütünün düşük ve orta gelirli ülkelerin aşılara eşit erişimini sağlamayı amaçlayan Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı'nca (COVAX) yapılan milyonlarca dozluk aşı teklifini reddetmişti.
Kuzey Kore, salgının kararlı tedbirler sayesinde ülkede yayılmadığını iddia ederken kapatılan sınır kapılarının ülke ekonomisine ciddi darbe vurduğu ifade ediliyor.