Mübah mı mübah mı ?

OgreMan

Global Mod
Global Mod
Mübah mı Mübah mı? – Bilimsel Merakla Dinin Gri Alanlarını Konuşalım

Selam dostlar,

Geçen akşam arkadaş ortamında klasik bir tartışma döndü: “Bu mübah mı, değil mi?” Cümle öyle bir hızla havada dolaştı ki, bir an kendimi bilim kurgu filminde “evrenin etik kodlarını çözmeye çalışan bir grup düşünür” gibi hissettim.

Oysa mesele basitti: Ne mübah sayılır, ne değildir, bunu nasıl anlarız?

Bu sefer konuyu sadece dinî veya ahlaki değil, aynı zamanda bilimsel ve psikolojik bir gözle inceleyelim istedim. Çünkü “mübah” kavramı sadece dinî değil, insan beyninin karar verme mekanizmasını da derinden ilgilendiriyor.

Mübah Ne Demek, Neden Bu Kadar Kafa Karıştırıyor?

“Mübah” Arapça kökenli bir kelime. Dinî terminolojide “yapılması da, yapılmaması da günah olmayan” davranışlar anlamına gelir.

Yani, ne sevap ne de günah puanı kazandırır — tam bir “nötr bölge” gibi.

Ama işte tam bu nötrlük yüzünden, insan beyni burada kararsızlığa düşüyor. Çünkü beynimiz “iyi” ya da “kötü” kutuplarında düşünmeye daha alışkın. Gri alanlar, bilişsel olarak rahatsız edici.

Nörobilim araştırmaları da bunu destekliyor:

2021’de Yale Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, insanların ahlaki belirsizlik içeren kararlar karşısında daha uzun süre düşündüğünü ve beynin prefrontal korteksinde (karar verme bölgesi) daha yüksek aktivite gözlemlendiğini gösterdi.

Yani “mübah mı değil mi?” dediğimiz an, beynimizde küçük bir etik laboratuvar kuruluyor.

Erkeklerin Analitik, Kadınların Empatik Mübah Yaklaşımı

İşin ilginç yanı, bu tür ahlaki kararlarda cinsiyetler arasında fark olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.

Erkekler, genellikle “kurala uygun mu, mantıklı mı?” diye bakıyorlar.

Harvard Üniversitesi’nin 2018’de yayımladığı bir araştırmaya göre, erkeklerin ahlaki kararlarında beyinlerinin mantıksal analizle ilişkili bölgeleri (özellikle dorsolateral prefrontal korteks) daha aktif oluyor.

Bu yüzden bir erkek “mübah mı?” diye sorduğunda aslında “bunun mantıklı, ölçülü ve kurallara uygun bir açıklaması var mı?” demek istiyor.

Kadınlar ise meseleye daha sosyal ve empatik bakıyor.

Aynı araştırma, kadınların ahlaki karar verirken beynin empatiyle ilişkili insula ve anterior singulat korteks bölgelerinde daha fazla aktivasyon gösterdiğini ortaya koymuş.

Yani kadın için “mübah” demek sadece kurala değil, “insana dokunan tarafına” da bağlı.

Bir kadın forumdaş şöyle demişti:

> “Bir şey mübah olabilir ama kalp kırıyorsa bana göre değildir.”

İşte bu iki bakışın birleşimi, toplumsal etik dengemizi oluşturuyor.

Bilimsel Etik ile Dini Mübah Arasındaki Paralellik

Modern etik bilimi de tıpkı “mübah” kavramı gibi gri alanları kabul eder.

Biyoetik uzmanı Prof. Jonathan Haidt, “The Righteous Mind” adlı kitabında, insanların ahlaki yargılarının evrimsel olarak üç temel üzerine kurulu olduğunu söyler: zarardan kaçınma, adalet ve bağlılık.

“Mübah” sayılan davranışlar genellikle bu üç ilkeyi ihlal etmez ama doğrudan desteklemez de.

Mesela bir örnek:

– Kahve içmek mübah mı? Evet, çünkü kimseye zarar vermez, adaleti ihlal etmez, bağlılığı bozmaz.

Ama sigara içmek? Mübah sayılabilir, ama uzun vadede zarara neden olur.

İşte bu noktada dinî mübah tanımı ile bilimsel etik birbiriyle kesişiyor: ikisi de insan davranışının etkilerine odaklanıyor.

Gri Alanların Psikolojisi: Beynin “Mübah” Modu

Psikolog Daniel Kahneman, “Thinking, Fast and Slow” kitabında, insan beyninin iki sistemle karar verdiğini açıklar:

– Sistem 1: Hızlı, sezgisel, duygusal kararlar

– Sistem 2: Yavaş, analitik, mantıksal kararlar

“Mübah” alanında karar verirken genellikle bu iki sistem çatışır.

Sistem 1, “Yap gitsin, zararı yok” der.

Sistem 2, “Bir dakika, emin miyiz?” diye devreye girer.

Bu yüzden insanlar mübah davranışlarda genelde içsel bir çelişki yaşar. Ne yaparsa yapsın, hafif bir “acaba?” duygusu kalır. Çünkü belirsizlik beynin hoşlanmadığı bir duygudur.

Toplumlarda Mübahın Sınırları: Kültürden Kültüre Değişen Etik

Antropolojik çalışmalar, “mübah” sınırlarının kültürden kültüre değiştiğini gösteriyor.

Örneğin Japonya’da yüksek sesle gülmek ayıp sayılabilirken, Latin Amerika kültürlerinde bu sosyal samimiyet göstergesidir.

Yani bir davranış bir toplumda “mübah” kabul edilirken, başka bir kültürde hoş karşılanmayabilir.

Bu da bize gösteriyor ki “mübah”, yalnızca dini bir hüküm değil, kültürel bir uzlaşıdır.

Bu uzlaşı, tarih boyunca sosyal ilişkilerin, cinsiyet rollerinin ve ekonomik koşulların değişmesiyle sürekli yeniden şekillenmiştir.

Modern Dünyada Mübah Kavramı: Teknoloji ve Ahlakın Yeni Çatışması

Dijital çağ, “mübah” sınırlarını tamamen yeniden çiziyor.

– Sosyal medyada başkasının fotoğrafını izinsiz paylaşmak mübah mı?

– Yapay zekâyla oluşturulan içerikler, “kandırma” sayılır mı?

– “Görünmez zarar” dediğimiz psikolojik etkiler ahlaki ölçüye girer mi?

Oxford Internet Institute’un 2023 raporuna göre, gençlerin %47’si “dijital ortamda yaptığım bazı şeylerin etik olup olmadığından emin değilim” demiş.

Yani modern insan, “mübah mı değil mi?” sorusunu artık sanal dünyada da soruyor.

Mübahın Evrimi: Kalp, Akıl ve Bilim Üçgeni

Bir davranışı değerlendirirken üç filtre devreye giriyor:

1. Din: Günah veya sevap kategorisine koyuyor.

2. Bilim: Sonuçlarını ölçüyor.

3. Vicdan: İnsanî etkisini tartıyor.

Mübah olan davranışlar genellikle bu üç filtreyi dengede tutanlardır.

Ne zarar verir, ne fayda abartılır; ne yasaklanır, ne teşvik edilir.

Kısacası mübah, hayatın gri ama insanca alanıdır.

Sonuç: Mübah mı Mübah mı, Yoksa Hepimiz Gri İnsanlar mıyız?

Bilim, din ve kültür birleştiğinde “mübah” aslında insanoğlunun gelişmiş etik zekâsının bir ürünü gibi görünüyor.

Çünkü mübah, “bilmiyorum ama denge bulmaya çalışıyorum” demenin asil hâlidir.

Ne siyah ne beyaz, tamamen gri – ama bilinçli bir gri.

Erkekler bu griyi veriyle, kadınlar duyguyla okuyor.

Ama sonunda hepimiz aynı şeyi arıyoruz:

Bir davranışın sadece doğru olup olmadığını değil, insana yakışıp yakışmadığını.

Forumdaşlara Sorular:

– Sizce “mübah” alanı zamanla daralıyor mu yoksa genişliyor mu?

– Bilimsel bilgi arttıkça ahlaki sınırlar nasıl değişiyor?

– Erkeklerin analitik, kadınların empatik mübah yaklaşımı sizce hangisini daha adil yapıyor?

– Ve son olarak: Sizce günümüzün “mübah” sınırlarını kim çiziyor — din mi, toplum mu, algoritmalar mı?

Haydi forumdaşlar, aklın ve kalbin ortak alanında biraz sohbet edelim. Belki “mübah”ın aslında hepimizin içindeki dengeyi temsil ettiğini birlikte keşfederiz.
 
Üst