Over thing ne ?

Ece

New member
Overthinking Nedir? – Zihnimizde Dönen Sessiz Fırtına

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle uzun zamandır kafamı kurcalayan, çoğumuzun yaşamında bazen sessizce, bazen de kendini hissettiren bir konuya değinmek istiyorum: Overthinking, yani aşırı düşünme hali. Belki siz de zaman zaman bir konuyu o kadar çok düşünmüşsünüzdür ki, çözüm bulmak yerine kafanızda yeni sorular yaratmışsınızdır. İşte ben de bu karmaşık zihinsel döngüyü, gerçek hayattan verilerle ve iki farklı bakış açısıyla – erkeklerin pratik çözümcülüğü ve kadınların duygusal topluluk odaklı yaklaşımıyla – anlatmak istiyorum. Umarım birlikte bu konuyu daha iyi anlayabilir, deneyimlerimizi paylaşabiliriz.

Overthinking Nedir? Bilimsel Bir Bakış

Overthinking, basitçe söylemek gerekirse, bir konuyu gereğinden fazla, tekrar tekrar düşünmek; genellikle çözüm üretmekten çok kaygıyı artıran bir durumdur. Yapılan araştırmalar, özellikle stres ve anksiyete düzeyini yükselten bu zihinsel durumun, karar verme süreçlerini olumsuz etkilediğini gösteriyor. Örneğin, Amerikalı Psikoloji Derneği’nin yaptığı bir çalışmaya göre, aşırı düşünme, depresyon ve kaygı bozukluklarının tetikleyicisi olabiliyor. Bu durum, özellikle mükemmeliyetçi ve kontrolü elinde tutmak isteyen bireylerde daha sık görülüyor.

Ahmet’in Pratik Dünyası: “Çözüm Üret, Kafa Yorma”

Ahmet, iş hayatında her zaman sonuç odaklı bir adamdı. İş toplantılarında karar almak, hızlı çözümler üretmek onun en güçlü yanlarından biriydi. Ancak yakın zamanda iş arkadaşlarından biri ona şöyle dedi: “Ahmet, sen biraz overthink yapmıyor musun? Bazen meseleleri gereğinden fazla büyütüyorsun.” Ahmet başta bunu kabul etmek istemedi, çünkü onun için düşünmek demek, mantıklı adımlar atmak demekti.

Fakat zamanla fark etti ki, bazı durumlarda aşırı düşünmek onu karar vermekten alıkoyuyor, harekete geçmesini engelliyordu. Örneğin, yeni bir proje teklifinde seçenekleri çok fazla değerlendirmek ve olası riskleri kafasında büyütmek, sonunda kararın gecikmesine ve fırsatların kaçmasına neden olmuştu. Ahmet için overthinking, pratik dünyasında bir engeldi. Bu yüzden kendi içinde “daha az düşün, daha çok yap” mottosunu benimsedi. Çünkü bazen, fazladan düşünmek değil, doğru anı yakalamak önemliydi.

Selin’in Duygusal Dünyası: “Duyguları Anlamak, Bağ Kurmak”

Öte yandan Selin, aşırı düşünmeyi tamamen farklı bir pencereden görüyordu. O, özellikle ilişkilerde ve topluluk içinde insanları anlamaya çalışırken detaylara, hislere, söylenmeyenlere çok dikkat ediyordu. Selin’in aşırı düşünmesi, bazen çevresindekiler için yorucu olsa da, aslında onun empati kurmasını ve derin bağlar oluşturmasını sağlıyordu.

Bir gün Selin, yakın arkadaşının yaşadığı zor bir dönemde hissettiklerini anlamaya çalışırken o kadar çok düşündü ki, sonunda kendi kaygıları artmıştı. Ancak bu düşünceler sayesinde arkadaşının ruh halini çözmüş, ona nasıl destek olacağını bulmuştu. Selin için overthinking, bir nevi topluluk bağlarını güçlendiren, duygusal zekayı artıran bir süreçti. Tabii ki dozunda olması şarttı; çünkü aşırıya kaçtığında kendi enerjisini tüketiyordu.

Verilerle Overthinking: Ortak Noktalar ve Farklılıklar

Araştırmalar gösteriyor ki, kadınların overthinking eğilimi erkeklere göre biraz daha yüksek ve bu durum genellikle duygusal bağ kurma, sosyal ilişkileri derinleştirme ihtiyacından kaynaklanıyor. Erkekler ise genellikle problemleri hızlı çözmek isterken, düşünceyi daha çok mantık ve sonuç odaklı kullanıyor. Bu farklılık, her iki cinsin overthinking ile başa çıkma yöntemlerinde de belirgin şekilde ortaya çıkıyor.

Örneğin, bir araştırmaya göre, kadınlar duygusal destek ve topluluk bağlarıyla bu durumun olumsuz etkilerini azaltmaya çalışırken; erkekler daha çok bireysel çözüm yolları ve doğrudan eylemle rahatlıyor. Bu durum, aslında overthinking’in sadece bir sorun değil, aynı zamanda farklı bakış açıları ve deneyimler için bir zemin sunduğunu gösteriyor.

Hayatın İçinden: Overthinking ve Dengeyi Bulmak

Ahmet ve Selin’in hikayesi bize gösteriyor ki, overthinking bir yandan bizi zorlasa da, doğru yönetildiğinde farkındalık, empati ve strateji geliştirmek için harika bir fırsat olabilir. Ahmet artık karar almadan önce kısa bir süre düşünmeye izin veriyor ama sonra harekete geçiyor. Selin ise hissettiklerini dinliyor, ama zaman zaman kendine de “yeterince” demeyi öğreniyor.

Bu küçük denge oyununu kurabilmek, modern hayatın karmaşasında sağlıklı kalmanın anahtarı gibi görünüyor.

Forumdaşlara Sorular: Siz Ne Düşünüyorsunuz?

- Siz overthinking ile nasıl başa çıkıyorsunuz? Daha çok Ahmet gibi pratik ve hızlı mı çözüm arıyorsunuz, yoksa Selin gibi detaylarda kaybolup duygusal bağ mı kuruyorsunuz?

- Overthinking sizin hayatınızda hangi alanlarda etkili oluyor? İşte mi, ilişkilerde mi yoksa kendinizle ilgili kararlarda mı?

- Aşırı düşünmenin olumlu yanları olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer öyleyse, bu durumdan nasıl faydalanıyorsunuz?

- Sizce toplumumuzda overthinking’e karşı hangi bakış açısı hakim? Sizce değişmeli mi?

Bu sorularla birlikte, hem kendi deneyimlerinizi hem de farklı bakış açılarını duymak isterim. Hep birlikte konuşarak, belki de zihnimizdeki bu sessiz fırtınayı daha iyi anlayabilir ve yönetebiliriz.

Sevgiyle ve merakla bekliyorum,

Bir dostunuz.
 
Üst