Türkiye Şu Anda Hangi Sistemle Yönetiliyor ?

Irem

New member
Türkiye Hangi Sistemle Yönetiliyor?

Türkiye Cumhuriyeti, 2017 yılında yapılan bir referandum sonucunda, yönetim biçimini değiştirmiş ve parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş yapmıştır. Bu dönüşüm, anayasa değişiklikleriyle şekillenmiş ve Türkiye’nin yönetim tarzını köklü bir şekilde değiştirmiştir. Peki, Türkiye'nin mevcut yönetim şekli nedir ve bu sistemin özellikleri nelerdir?

Türkiye'nin Yönetim Sistemi: Başkanlık Sistemi

2017’deki anayasa değişikliği ile Türkiye, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş yapmıştır. Bu değişiklikle birlikte, Cumhurbaşkanının hem devletin başı hem de hükümetin başı olarak yürütme yetkilerine sahip olduğu bir sistem kurulmuştur. Bu sistemde, Cumhurbaşkanı, hükümetin kararlarını almak, bakanları atamak, kanunları onaylamak gibi önemli yetkileri elinde bulundurur.

Başkanlık sistemi, Türkiye’deki siyasi yapıyı önemli ölçüde değiştirmiştir. Cumhurbaşkanının, Türkiye’nin yürütme organının başı olarak, aynı zamanda yasama organı olan Meclis’in yetkileriyle sınırlı olmadan karar alabilmesi, yönetim tarzının en temel farklarındandır.

Başkanlık Sisteminin Özellikleri

Başkanlık sistemi, tek bir kişi, yani Cumhurbaşkanının, yürütme yetkisini tek başına kullanmasını sağlar. Türkiye’de Cumhurbaşkanı, halk tarafından seçilir ve görev süresi 5 yıldır. Cumhurbaşkanı, hükümetin kurulmasını sağlar, bakanları atar ve gerektiğinde görevden alabilir. Ayrıca, yasama yetkisi de Cumhurbaşkanına bağlıdır; Cumhurbaşkanı, yasaları onaylamak, veto etmek ya da yeniden görüşülmesini istemek gibi yetkilere sahiptir.

Bu sistemde, yürütme, yasama ve yargı organları birbirinden bağımsızdır. Ancak, Cumhurbaşkanının yasama sürecinde önemli bir rolü vardır ve parlamentonun işlevi de bu sistemde değişiklik göstermektedir. Meclis, Cumhurbaşkanının politikalarını denetleme görevini üstlenmekte, ancak yasaları sadece öneri olarak sunabilir.

Parlamenter Sistemden Başkanlık Sistemine Geçiş

Türkiye Cumhuriyeti 1923'ten itibaren, parlamenter sistemle yönetilmiştir. Bu sistemde, başbakan hükümetin başıydı ve Cumhurbaşkanının rolü sembolik bir anlam taşıyordu. Hükümetin kurulması ve icraatları, parlamentodan çıkan kararlarla şekilleniyordu.

Ancak 2017 referandumu, bu yapıyı değiştirmiştir. Cumhurbaşkanının yetkilerinin arttığı ve başbakanlık makamının kaldırıldığı yeni sistem, Türkiye’de yönetim anlayışını temelden değiştirmiştir.

Başkanlık sistemine geçişin arkasında, hükümetin daha etkin çalışabilmesi, hızlı karar alabilmesi ve bürokratik engellerin ortadan kaldırılması gibi gerekçeler yer almıştır. Bununla birlikte, bu sistemin eleştirilen yönleri de olmuştur. En büyük eleştiri, yürütme yetkisinin tek bir kişiye verilmesinin, güçler ayrılığı ilkesini zayıflatması ve demokrasiyi tehdit etmesidir.

Başkanlık Sistemi ve Cumhurbaşkanının Rolü

Başkanlık sistemine göre, Cumhurbaşkanı, devletin başı ve hükümetin başıdır. Hem yasama hem de yürütme organlarının başında yer alır. Cumhurbaşkanının yetkileri, Türkiye'nin demokratik yapısında önemli değişikliklere yol açmıştır.

Cumhurbaşkanının atadığı bakanlar, parlamentodan onay almak zorunda değildir. Bu durum, yürütme yetkisinin tek bir kişi tarafından kullanılmasını sağlamış ve bürokratik engellerin önüne geçilmesine olanak tanımıştır. Ayrıca Cumhurbaşkanı, yasama sürecinde önemli bir rol oynar ve kanunları veto etme ya da değişiklik önerileri sunma yetkisine sahiptir.

Bir diğer önemli nokta, Cumhurbaşkanının hem devlet başkanı hem de hükümetin başı olmasıdır. Bu da, hükümetin işleyişinde hız ve etkinlik sağlamayı amaçlar. Ancak, bu durum, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam anlamıyla uygulanmadığı eleştirilerini de beraberinde getirmiştir.

Türkiye’de Başkanlık Sistemi Nasıl İşliyor?

Türkiye'de başkanlık sistemi, Cumhurbaşkanının güçlü bir liderlik sergilemesini gerektirir. Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisini tamamen elinde bulundurarak, hükümetin işleyişine doğrudan etki eder.

Cumhurbaşkanının yetkileri arasında, bakanları atamak, kanunları onaylamak ve veto etmek, anayasa değişiklikleri yapmak gibi görevler bulunmaktadır. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı, yürütme ve yasama arasındaki ilişkileri denetler, ülkenin iç ve dış politikasını belirler.

Cumhurbaşkanının bakanları ataması, parlamentoya karşı herhangi bir sorumluluğu olmadan gerçekleştirilir. Bu da, yürütme gücünün tek bir elde toplanmasına olanak tanır. Bu sistemde, başbakanlık makamı kaldırıldığı için, yürütme ve yasama arasında daha fazla etkileşim ve uyum sağlanması beklenmiştir.

Başkanlık Sistemi ve Parlamentonun Rolü

Başkanlık sisteminde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), yasama organı olarak faaliyet göstermektedir. Meclis, Cumhurbaşkanının politikalarını denetler ve kanunları teklif eder. Ancak, yasama süreci, daha fazla Cumhurbaşkanının onayı ve müdahalesine bağlıdır.

Parlamentonun denetleme rolü önemli olsa da, hükümetin işleyişi üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur. Bu durum, parlamenter sistemle kıyaslandığında büyük bir farklılık göstermektedir.

Başkanlık Sisteminin Avantajları ve Dezavantajları

Başkanlık sisteminin savunucuları, hükümetin daha hızlı ve etkin çalışabileceğini, bürokratik engellerin ortadan kalkacağını ve karar alma süreçlerinin hızlanacağını savunmaktadır. Ayrıca, tek bir liderin sorumluluğu üstlenmesi, hükümetin istikrarlı olmasına katkı sağladığı düşünülebilir.

Ancak, bu sistemin dezavantajları da vardır. En önemli eleştirilerden biri, güçler ayrılığının zayıflaması ve Cumhurbaşkanının aşırı güç elde etmesidir. Ayrıca, parlamento ve yürütme arasındaki ilişkinin dengesizliği, demokratik denetim ve denetleme mekanizmalarının zayıflamasına yol açabilir.

Sonuç

Türkiye, 2017 yılındaki anayasa değişikliğiyle başkanlık sistemine geçmiştir. Bu sistem, Cumhurbaşkanının yürütme yetkilerini tek başına kullanmasına olanak tanırken, parlamentonun denetleme rolünü sürdürmesine imkan verir. Başkanlık sisteminin avantajları ve dezavantajları, ülkenin siyasi yapısını şekillendirirken, bu geçişin nasıl sonuçlanacağı, gelecekteki politik gelişmelere bağlı olarak şekillenecektir.
 
Üst