Marifet Ne Demek Diyanet ?

Duru

New member
Marifet Nedir? Diyanet Açısından Anlamı

Marifet kelimesi, Türkçe'ye Arapçadan geçmiş bir terim olup, özellikle İslam düşüncesi ve pratiği çerçevesinde önemli bir yere sahiptir. Diyanet, bu kelimeyi hem dini literatürde hem de halk arasında sıkça kullanılan bir kavram olarak tanımlar. Temelde "bilgi, hikmet ve keşif" gibi anlamlarla ilişkilendirilse de marifetin derinlikleri çok daha geniştir. Bu makalede marifet kelimesinin Diyanet açısından ne anlama geldiğini, tarihsel gelişimini, anlamını ve kullanıldığı bağlamları inceleyeceğiz.

Marifet Kelimesinin Kökeni ve Tanımı

Marifet, Arapça kökenli bir kelimedir ve "bilmek, tanımak" anlamlarına gelir. Bu kelime, dini ve tasavvufi anlamda daha derin bir bilgiye ve anlayışa işaret eder. Genel olarak marifet, yalnızca yüzeysel bilgiyle değil, insanın kalbinde ve ruhunda yer etmiş bir anlayışla ilgili bir kavramdır. Diyanet'e göre, marifet, Allah’ı tanıma ve ona yakınlık kurma çabasıyla ilintili bir kavramdır. Bu tanımda, bilgi sadece entelektüel bir düzeyde kalmaz; daha derin, manevi bir anlam taşır.

Bununla birlikte, marifet yalnızca dini bir kavram olarak değil, aynı zamanda günlük yaşamda da kullanılan bir terimdir. İnsanların bir konuda sahip oldukları derin bilgi ve beceriler de marifet olarak adlandırılabilir. Ancak dini anlamı, kelimenin en yaygın ve derinlemesine kullanılan bağlamıdır.

Diyanet’e Göre Marifet ve İslam’da Yeri

Diyanet, marifeti, Allah’a ulaşmanın yollarından biri olarak görür. Marifet, insanın Allah’ı tanıma ve O’na yaklaşma yolunda sahip olduğu bilgelik ve hikmettir. Tasavvufta marifet, Allah’a duyulan derin sevgi ve O’na olan içsel yolculuğun bir parçasıdır. Allah’a olan bu derin bağ, insanın kalbinde marifetin oluşmasına olanak tanır. İslam’da, bilgi yalnızca akılla değil, kalp ve ruhla da elde edilen bir değer olarak kabul edilir.

Tasavvuf düşüncesinde marifet, "bilginin en yüksek derecesi" olarak kabul edilir. Marifet sahibi kişi, sıradan bir insanın ötesine geçerek Allah’ın hakikatlerini ve yaratılışın derinliklerini anlamaya başlar. Bu anlamda marifet, bilgiden çok daha öte, içsel bir aydınlanma halidir. Tasavvufi literatürde, marifet, bir kişinin Allah’a olan sevgisini ve bağlılığını içsel bir biçimde hissetmesi ve bu sevgiyi yaşamında uygulamasıyla ilişkilidir.

Marifet ile Hikmet Arasındaki Farklar

Marifet ve hikmet, sıklıkla birbirinin yerine kullanılan ancak anlamları bakımından farklılıklar gösteren kavramlardır. Hikmet, genel olarak doğru bilgiye ulaşma, doğruyu ve yanlışı ayırt etme yeteneğini ifade eder. Hikmet, insanın akıl ve mantığıyla doğruyu bulma çabasıyken, marifet daha çok ruhsal ve manevi bir düzeyde derinleşmiş bir bilgiyi ifade eder. Marifet, bir kişinin Allah’ı ve onun evrendeki işleyişini derinden kavraması iken, hikmet, doğru bilgiye sahip olma ve bu bilgiyi uygulama yeteneği ile ilgilidir.

Diyanet perspektifinden bakıldığında, hikmet, marifetin bir aracı olabilir; çünkü marifet, Allah’ın hikmetini anlamak ve ona göre yaşamak anlamına gelir. Ancak her hikmet sahibi kişi, marifet sahibi olmayabilir. Marifet, daha çok kalbi ve manevi bir bilgiyi ifade ettiği için, sadece akılla edinilen bilgilerle sınırlı değildir.

Marifet ve İslam’da Öğrenme Süreci

Marifet, öğrenme ve gelişme sürecinde insanın sahip olduğu en yüksek bilgi düzeyine ulaşması olarak kabul edilir. İslam’da bilgi edinme, bir kişinin hem dünya hayatında hem de ahirette daha doğru bir yaşam sürmesine olanak tanır. Bu noktada, marifet sahibi olmak, sadece dini bilgilerle sınırlı kalmaz; insanın dünya ile ilgili bilgilerini de doğru bir şekilde edinmesi ve bu bilgileri hayatında uygulaması beklenir.

Diyanet, bir kişinin marifete ulaşabilmesi için önce temel dini bilgileri öğrenmesi gerektiğini belirtir. İslam’da bu süreç, ilim öğrenme, Allah’ın emir ve yasaklarını bilme, peygamberlerin öğretilerini anlama yoluyla başlar. Ancak bu bilgi, zamanla insanın kalp ve ruhunda yerleşir, ve kişi marifet seviyesine ulaşır.

Marifet ve Tasavvuf Yolculuğu

Tasavvuf, İslam’da insanın ruhsal ve manevi yolculuğunun bir ifadesidir. Tasavvufun amacı, bireyin Allah’a yakınlaşması ve O’nun hakikatini anlamasıdır. Tasavvufi anlayışa göre, marifet, kişinin Allah’a duyduğu sevgi ve bağlılıkla pekişen bir bilgidir. Bu bilgi, insanın kalbinde yer edinir ve onun yaşamına yön verir.

Tasavvuf ehli, marifet yolculuğunda, Allah’ın isimlerini zikretmek, dua etmek, ibadetleri samimiyetle yerine getirmek gibi manevi uygulamaları hayatlarının merkezine alır. Bu süreçte, marifet sahibi olmak, bir nevi manevi olgunluğa erişmeyi ifade eder. Tasavvuf büyükleri, marifeti, "kalbin uyanışı" olarak tanımlarlar. Bu uyanış, kişinin sadece Allah’ı bilmesi değil, O’na duyduğu derin sevgiyi kalbinde hissetmesiyle gerçekleşir.

Marifet ve Toplumdaki Yeri

Marifet, yalnızca bireysel bir gelişim olarak kalmaz, aynı zamanda toplumdaki bireylerin daha doğru ve adil bir yaşam sürmelerine katkı sağlar. Diyanet’e göre, marifet sahibi bir insan, toplumsal sorumluluklarını yerine getirir, insanlara karşı adaletli ve merhametli olur. Çünkü marifet, insanın sadece Allah ile olan ilişkisini değil, aynı zamanda toplumla olan ilişkisini de derinleştirir.

Marifet sahibi bir kişi, toplumda hoşgörü, anlayış ve sevgi gibi erdemleri ön planda tutar. Bu kişiler, bilgilerini ve erdemlerini, başkalarına faydalı olacak şekilde kullanmaya çalışır. Marifet, insanın içindeki bu yüksek değerlerle toplumsal hayata katkı sağlar.

Sonuç: Marifet, Bir Yolculuktur

Sonuç olarak, marifet, Diyanet’in tanımında, sadece bilgi edinmek değil, o bilginin kalpte yerleşmesi, kişiyi Allah’a daha yakın kılması ve insanın ahlaki olgunluğa ulaşması olarak tanımlanabilir. Bu, tasavvufi bir yolculuk, bir manevi aydınlanma sürecidir. Marifet, sadece teorik bilgi değil, pratikte uygulanan bir bilgeliktir. İnsan, bu bilgiyle hem kendisini hem de toplumu daha doğru ve adil bir şekilde yönlendirebilir. Bu yolculuk, her birey için farklı bir deneyim olsa da nihai amacı, insanı Allah’a ve O’nun hakikatlerine daha yakın kılmaktır.
 
Üst