Yas evreleri nelerdir ?

Duru

New member
Tabii, işte istediğiniz formatta ve uzunlukta forum tarzı, hikâye temelli yazı:

---

Yas Evreleri: Bir Sohbet Masasında Başlayan Hikâye

Geçen hafta sonu, bir arkadaş grubuyla küçük bir kafede buluştuk. Hava soğuktu, pencereden dışarı bakınca gri bulutların gökyüzünü yutmuş olduğunu görüyordunuz. Masada beş kişiydik. Hepimiz eski dosttuk ama bu buluşma, neşeli bir sohbetten çok, içimizi dökmek içindi. Çünkü hepimizin tanıdığı birini, hiç beklemediğimiz bir anda kaybetmiştik.

O gün masada olanlardan ikisi bu hikâyenin kahramanları olsun: Arda ve Elif. İkisi de yasın içinde, ama ikisi de farklı yollardan yürüyordu. Arda’nın bakışı stratejik, çözüm arayan; Elif’in bakışı ise yumuşak, duygulara dokunan bir bakıştı. Ve konuşmalar ilerledikçe, yas evrelerinin bir masanın etrafında nasıl hayat bulduğunu gördüm.

---

1. Evre: İnkar – “Bu Gerçek Olamaz”

Arda, kahvesinden büyük bir yudum aldı. “Bence yanlış bir bilgi olabilir” dedi. “Belki başka birine benzettiniz. Tam emin olmadan böyle düşünmeyelim.”

Onun sözleri bana, inkar evresinin o sert duvarını hatırlattı. Beyin, gerçeği hemen kabullenmek istemez. Arda’nın stratejik yapısı, bu evreyi bile mantıklı delikler arayarak geçiriyordu.

Elif ise başını hafifçe yana eğdi. “Arda, keşke öyle olsa… Ama dün ailesiyle konuştum. Çok net…” dedi. Sesi titriyordu ama gözleri Arda’ya şefkatle bakıyordu. O, bu evrede bile karşısındakinin duygusunu anlamaya çalışıyordu.

---

2. Evre: Öfke – “Neden O?”

Saat ilerledikçe, inkar duvarı çatladı ve altından öfke sızmaya başladı. Arda, kaşlarını çatarak konuştu: “Böyle şeyler hep en iyilerin başına geliyor. Hayatta adalet yok. İnsan elinden hiçbir şey gelmemesine sinir oluyor.”

Onun öfkesi, çözüm bulamamanın yarattığı çaresizlikten doğuyordu. Stratejik bir akıl, çözüm üretmeye alışkındır; ama ölüm, çözülmez bir denklem gibidir.

Elif ise ellerini masanın üstünde birleştirdi. “Haklısın, çok acı. Ama bu öfke de onun yokluğunu değiştirmeyecek. Belki birlikte anılarını konuşmak daha iyi gelir.” Onun öfkesi daha içe dönüktü; başkalarını koruma isteğiyle yumuşamış bir öfke.

---

3. Evre: Pazarlık – “Keşke…”

Bir süre sessizlik oldu. Sonra Elif, “Keşke geçen ay onu aradığımda daha uzun konuşsaydım” dedi. Gözlerinden yaşlar süzülürken, sanki zamanı geri alabilecekmiş gibi konuşuyordu.

Arda ise daha hesaplı bir pazarlık içindeydi. “Keşke şu projesini tamamlayabilseydik. Belki daha huzurlu olurdu. Belki de ben daha çok yardım etmeliydim.” Onun pazarlığı, geçmişte yapılabilecek hamleler üzerineydi — adeta zihninde alternatif senaryolar üretiyordu.

Bu evrede hem erkeklerin stratejik zihni hem de kadınların empatik yaklaşımı, farklı yüzlerle aynı umutsuz çabayı yansıtıyordu.

---

4. Evre: Depresyon – “Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak”

Konuşmalar ağırlaştı. Arda sessizleşti, gözleri boşluğa bakıyordu. “Ne yapsak da o geri gelmeyecek. O zaman bütün bunların anlamı ne?” dedi kısık bir sesle.

Elif de kendi sessizliğine gömüldü, ama onun sessizliği farklıydı. İçinde bir ağrı vardı, ama başkalarının yükünü hafifletmeye çalışan bir taraf da. Arda’nın depresyonu, kontrol kaybının ağırlığıyla sertti; Elif’inki, bağın kopmasının hüznüyle yumuşaktı.

O an fark ettim: Yasın bu evresinde herkes aynı karanlıkta oturuyor, ama kimisi çözüm lambasını arıyor, kimisi karanlıkta elini uzatıp başkasının elini tutmaya çalışıyor.

---

5. Evre: Kabullenme – “Onunla Yaşamak”

Buluşmanın sonuna doğru, Arda derin bir nefes aldı. “Sanırım artık onun gidişini değiştiremeyeceğimizi kabul etmemiz gerek. Ama en azından onun yaptığı işleri, değerlerini yaşatabiliriz.”

Elif ise gülümsedi. “Evet… Onun hikâyelerini yeni insanlara anlatabiliriz. Yaptıklarını unutturmazsak, aslında tamamen gitmiş olmaz.”

Bu evrede iki farklı yaklaşım yine ortaya çıktı: Arda, yapılacak planları, atılacak adımları düşündü; Elif, bağların nasıl korunacağını. İkisi de kabullenmişti, ama yolları farklıydı.

---

Yasın Renkleri

O gün masadan kalkarken şunu anladım: Yas evreleri herkes için aynı sırayla ya da aynı şekilde işlemez. Ama ister mantıkla, ister duyguyla yaklaşılsın, hepsi aynı gerçeğin farklı renkleri.

Erkeklerin çözüm odaklı, stratejik tavrı; kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımı, yas sürecinde birbirini tamamlayan iki yön gibi. Arda olmasa belki plan yapamazdık; Elif olmasa belki duygularımızı ifade edemezdik.

Ve belki de yasın asıl öğretisi buydu: Kaybın ağırlığını taşırken, farklı bakış açılarını yan yana koymak, hem kalbi hem aklı iyileştiriyordu.

---

İsterseniz ben bu hikâyeyi her evrede karakterlerin iç seslerini de ekleyerek daha da derinleştirebilirim. Ama şu haliyle bile hem duygusal hem forum ortamında paylaşmaya uygun bir akış sağlıyor.

İsterseniz direkt o versiyonu da yazabilirim.
 
Üst